Bilgi
Eklem kireçlenmesi nedir?
İnsan vücudundaki eklemler kıkırdak denen bir tabakayla kaplı. Kıkırdak, üzeri parlak, kaygan ve bulunduğu eklemin kolay hareket etmesini sağlayan beyaz bir tabaka. Bu tabaka yaş, kilo, düşme ve çarpma tarzı travmalar gibi pek çok dış faktörün etkisiyle aşınarak parlaklığını kaybediyor ve yüzeyi pürtüklenmeye başlıyor. Pürtüklenen yüzeyler ise bir süre sonra zımpara gibi birbirini aşındırmaya başlıyor.
Zaman içinde iyice aşınan kıkırdak tamamen yok oluyor ve eklem yerinde kemik kemiğe sürter hale geliyor. Bunun kemikte ve eklemde şekil bozuklukları gelişmesine neden olduğu ve bu aşamadan sonra hastanın ağrısının arttığını, yürüyemediğini ve eklemini hareket ettiremez hale geliyor.
Eklem kireçlenmesinde en sık görülen şikayetler ağrı, şekil bozukluğu ve hareket kısıtlılığıdır. Hastalığın ilerlediği evrelerde ise hasta, sadece ev içinde hareket edebilir, tuvalete bile gitmekte zorlanır hale gelir. Gece ağrısı nedeniyle uyuyamayan hasta, baston ya da bir destek olmadan yürüyemez.
Eklem kireçlenmeleri ağrılı ve gündelik hayatı olumsuz etkileyen hastalıklar. Günümüzde yapılan ameliyatlarla yüz güldüren sonuçlar alınıyor. Ancak operasyon sonrası ortopedist ve fizik tedavi uzmanı tarafından uygulanan kas güçlendirme ve eklem hareket açıklığını kazandırmayı destekleyen programlar başarının vazgeçilmez koşulu…
Eklem kireçlenmesi, yaşın ilerlemesiyle birlikte hemen herkesin başına gelebilen ve yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkileyen bir hastalık. En sık kalça ve diz ekleminde görülüyor.
Kendisini genellikle ağrı ve hareket kısıtlılığı gibi şikayetlerle gösteren eklem kireçlenmesi ve sertliğinin başlıca nedenleri arasında romatizmal hastalıklar, ihmal edilmiş kalça çıkığı, iyi tedavi edilmemiş kırıklar ve eklem iltihabı yer alıyor. Hastalık zaman içinde kişinin hareketlerini, kişisel bakım ve temizliğini yapamayacak kadar kısıtlarken, ağrıları geceleri bile uyutmayacak düzeye ulaşabiliyor.
Eklem kireçlenmesinin pek çok sebebi olsa da risk faktörlerinin başında yaş geliyor. Hastalık daha çok kadınlarda görülüyor. Özellikle menopozdan sonra kıkırdak yapısında bozulmalar olabiliyor.
Genç yaşta eklem kireçlenmesi görülme sebeplerinin başında romatizmal hastalıklar geliyor. Çünkü romatizmal hastalıklar kıkırdağın aşınmasına sebep oluyor. Kalça çıkığı da, kalçaya binen dengesiz yüklere sebep olduğu için erken yaşta kireçlenmeye neden olabiliyor. Kalça çıkıklığı görülen hastalar 30 ile 40 yaşları arasında protez gerektirecek düzeye gelebiliyor. Kötü iyileşen kırıklar, bacaklardaki doğuştan şekil bozuklukları ya da bacak boylarındaki eşitsizlikler de eklem kireçlenmesinin genç yaşta görülme sebepleri. Yaşa bağlı kireçlenme ise genellikle 60-70 yaş arasında görülüyor. Eklem kireçlenmesi bu yaşlar için hemen hemen kaçınılması imkansız bir süreç.
Tedavi seçenekleri:
Eklem kıkırdağındaki aşınma ilk başladığı zaman hastalar, genellikle hafif ağrı, eklemlerden ses gelmesi ve şişlikler oluşması gibi şikayetlerle doktora başvuruyor.
Uzmanlar ilk olarak hastalara korunma yöntemleri tavsiye ediyor. Bunlardan ilki eğer hastanın fazla kilosu varsa kilo vermesi gerektiği şeklinde oluyor.
Hastanın kaslarını güçlendirmesi için çeşitli egzersizler önerilir. Çünkü hareketlilik azaldıkça kaslar zayıflıyor ve bir süre sonra eklemlere daha fazla yük binmeye başlıyor. Bu da kireçlenmeyi ve kıkırdağın aşınmasını artırır.
Korunma yöntemleri dışında hastaya eklem kıkırdağının aşınmasını önleyici ve ağrı kesici ilaçlar önerilir
Eğer bu tedaviler hastaya yeterli gelmiyorsa, hastaya eklemin içindeki kayganlığı ve kıkırdağın beslenmesini artırıcı enjeksiyonlar uygulanır.
Eğer hasta tüm bu tedavilerden fayda sağlayamıyorsa ve eklemdeki kıkırdak kaybı henüz çok fazla değilse artroskopik cerrahi girişimler uygulanıyor. Ancak eklem kireçlenmesi geri dönüşü olmayan bir hastalık. Kıkırdağı eskisi gibi yapmak, yenilemek mümkün değil. Yapılan tüm girişimler hastalığın seyrini yavaşlatmayı ve ağrıyı azaltmayı hedefliyor.
Eklem kireçlenmesi bir aşınma süreci olduğu için kaybedilen kıkırdak geri gelmiyor. Eklem kireçlenmesi başladıktan sonra 20 ila 30 yıl kadar seyreden ve yavaş yavaş ilerleyen bir hastalık. Bu süreç içinde herhangi bir ilaç, enjeksiyon, atroskopik girişim tedavisi ya da fizik tedavi yapılmazsa, hastanın eklemi günün birinde iş göremez hale gelecek kadar aşınabiliyor.
Bu aşamada ise hastaya son çare olarak yapay eklem yani protez takılıyor.
Oldukça sık yapılan bu ameliyatların basari oranı yüzde 95 civarında. Hasta, yapay eklemini vücudun normal bir eklemiymiş gibi yaklaşık 20 yıl kadar rahatlıkla kullanabiliyor. Yapay eklemin bozulması ya da aşınması durumunda çıkartılıp yerine yenisi konulabiliyor.
Günümüz tedavi seçeneklerinin, eklem kireçlenmesi şikayeti olan bir hastanın sakat kalmadan, tekerlekli sandalyeye ya da bastona mahkum olmadan yürümesini sağlayacak kadar ilerlemiştir.Hasta ne kadar geç gelirse yapılacak cerrahi girişim de o kadar büyüyor ve riskleri de o kadar artıyor.
Diz ekleminde çeşitli nedenlerle oluşabilen artroz,artrit,osteoartrit mevcudiyetinde eklemin TOTAL DİZ PROTEZİ uygulanarak tedavisi mümkündür.
Ek bilgi için bakınız : www.artroplasti.org